Bir önceki buluşmamızda, mobil teknolojilerin ve sosyal medya kullanımının artması ile beklentileri yüksek, hızlı tedarik edip çabuk tüketen bir müşteri profili ile karşı karşıya olduğumuzu vurgulamıştık. Ek olarak sanayileşmiş ülkelerin ucuz dış kaynak kullanımı yerine yüksek teknolojili üretim tesislerinde katma değerli ürün üretimine odaklandıklarından bahsettik. Bu gelişmeler sonucu hayatımıza kişiselleştirilmiş seri üretim ve akıllı fabrika kavramları eklenmiştir.
Bugün de Dijital Dönüşüm paradigmasının Yalın Üretim yöntemleri ile ilişkilendirilmesi üzerine odaklanmak istiyoruz. Birbirlerinden farklı disiplinler olan Dijital Fabrika ve Yalın Üretim, farklı felsefe ve metodlar kullansalar da ayn hedefi amaçlamaktadır; “Müşteri beklentilerini en kısa sürede, en yüksek kalite ve en düşük maliyet ile karşılamak”.
Yalın Üretim; Değer, değer akışı, sürekli akış, sürekli iyileşme gibi yöntemleri kullanarak kurumların iş yapış biçimlerinde küçük adımlar ile sürekli iyileşmeler öngörmektedir. Dijitalleşme ise daha pragmatik bir yaklaşım ile veri ve bilgiyi ön plana çıkartarak, anlık izleme, kestirimci analizler ve proaktif karar alma üzerine odaklanır. Bu iki disiplin birbirlerinin alternatifi değildir, bağımsız projeler olarak yönetilebilirler. Bununla birlikte ortak bir strateji altında yönetilmeleri işletmeler için büyük bir sinerji ve rekabet avantajı sağlayacaktır.
Her iki disiplini bağlayan en temel dinamik değişimdir. Yalın Üretim prensiplerini benimseyen organizasyonlar değişimin gereğine inanır, süreçlerini yeniden tanımlarlar. Üretimde Dijital Dönüşüm paradigmasının temelinde de değişen iş dünyasına ve müşteri taleplerine uyum yatmaktadır. İşletmeler kütle üretimi yapmak için tasarladıkları büyük üretim tesislerini, kısa teslim süreleri ve küçük parti miktarları ile müşteri taleplerini karşılayacak biçimde değiştirmeyi öngörmektedir.
Ölçemediğimizi iyileştiremeyiz yaklaşımı da her iki disiplin için ortaktır. Kayıpların tespit edilmesi, sürekli iyileştirilmesi ve sonuçların doğrulanması için işletmeler performans metriklerini belirlemeli ve anlık takip etmelidir. Metrik kullanıcısı paydaşlar, özel hayatlarındaki mobil ve dijital teknoloji kullanımını üretim süreçlerinden de beklemektedir. Bu çalışmanın dijital ortamda ve görsel ekipmanlar ile yapılması ise kullanım verimlerini artıracaktır.
Değer akışının tanımlanması, Yalın Yaklaşımın ilk adımıdır. Benzer şekilde Dijital Dönüşüm çalışmaları da teknoloji ve iş dünyasındaki yeni alışkanlıkların katma değer zincirini değiştirdiği gerçeği üzerine kurulmuştur. Bu konudaki belli başlı alt başlıklar; Bilginin bulut üzerinde paylaşımı, yatay/dikey entegrasyona verilen önem, tedarik ve satış süreçlerinin saas iş modelleri ile bağlanması, değer akış zincirinin tüm paydaşlar için anlık olarak dijital ortamdan paylaşımıdır.
Dijital Sistemlerin, topladıkları ve işledikleri veriler ile aldıkları aksiyonları firma kültürü haline getirme ve yeni iyileştirmeleri tetikleme mekanizmalarında zaaflar vardır. Bu zaafı gidermenin en basit ilacı, Yalın Felsefenin olmazsa olmaz bileşenleri, Liderlik ve İnsan Faktörü’dür.
Alper Yurtoğlu